top of page

Banka Yönetiminin Hisse Değerini Düşürmesi

Durumu

Açılacak

Mahkeme ve Dosya No

-

Dayanak Yasa Maddeleri

-

Dava Gerekçesi

-

Dava Durumu

Bankanın hisse fiyatı 2005’te halka arz edildiği ortalama fiyat 5.4 lira iken şu anki fiyatı 3.88 TL. dır. 2005 yılında %25.18 hissesinin değeri 1.274 Milyon dolar iken  https://www.cnnturk.com/2005/ekonomi/genel/11/14/vakifbanka.rekor.talep/139166.0/index.html

O tarihte  %16.1 payı 814.6 Milyon dolar etmekte idi. Şu an ise aynı hisseler 3.88 TL. den hali hazırdaki dolar kuru üzerinden piyasa değeri olan 1. 121 doların %10.31 i olan 115. 6 milyon dolara gerilemiş ve emekli sandığının toplam zararı 699 Milyon dolar olmuştur. Yeni işe girenler dahil 16 bin çalışan ve 8 bin emekli olarak toplam 24 bin hissedara bu tutar bölündüğünde kişi başı ortalama zararımız 29.125 Dolar olmaktadır. 

Hissedeki zararımız ortada iken toplam on yılda %33 kar payı ile yıllık ortalama %3,3 kar payı ise hisse değerine vurduğunuzda yıllık %1 bile temettü getirmemiştir. https://www.vakifbank.com.tr/sermaye-artirimi-ve-temettu...

Yeni çalışanların birikimlerinin daha az olduğunu dikkate alırsak bizim gibi uzun yıllar çalışan Sandık üyelerinin zararı bunun bir kaç katı olması doğal olacaktır.

Hiç bir aklı başında yatırımcı kar dağıtmayan, hisse fiyatı çıktığı 17 yıl öncesinden daha düşük olan, özel bankalar kredi vermez iken krizi bitirme adına kredi olarak çalışan ve emeklilerin sermayesini/emekli parasını dağıtan, hisse fiyatı kriz nedeniyle dipte iken ortak alıp hisselerini azaltan bir yapıya ortak olarak kalmaz.

Bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğü %58.51 oranındaki hissesini 9.49 TL.dan Hazine’ye satmış iken konu C. Başkanı kararnamesi ile SPK mevzuatı dışarısına çıkartılmış ve diğer hissedarlara da aynı fiyattan hisse alımı zorunluluğu kaldırılarak, Emekli Sandığının hisselerinin aynı fiyattan Hazineye satılmasının önüne geçilmiştir. Bu işlemde Sandıkların temsilcileri olan Yönetim Kurulu üyeleri muhalefet şerhi koymayarak bizlerin zararı oluşmasına destek vermişlerdir. 

Bu süreçte Banka siyasi nedenlerle Rekabet yasalarına aykırı olarak diğer Kamu Bankaları ile aynı faiz oranı ve şartlarda maliyetinin altına ve hissedarların zararına Haziran 2020’de aylık %0,69 faiz oranı ve 20 yıl vade ile konut kredisi çıkartmış, bu faiz oranlarını aynı şekilde ticari kredileri faizlerine uygulamış, bu süreçte banka sermayesi erimesine göz yumulmuştur. Sermayenin erimesi ve yine siyasi nitelikli kredilerin devamı üzerine Türkiye Varlık Fonu Bankaya 11 Mayıs 2020’de Bankaya sermaye koyarak %35.99 oranı ile hakim ortak olmuştur. Yine sandık temsilcisi yönetim kurulu üyeleri bu sermaye artırımına onay vermiş ve %16.3 olan Emekli Sandığı hisse oranı %10.31’e düşmesine seyirci kalmışlardır. 

Yine geldiğimiz noktada Banka diğer kamu bankaları ile birlikte rekabet yasasına aykırı olarak ve SPK mevzuatına aykırı olarak ortaklarının zararına olarak hazine borçlanma fazileri %24 iken %17’ler seviyesinde ticari kredi vermekte, %17 ile ticari kredi verirken %24 seviyelerinde mevduat faizi ile para toplanmaktadır. 

Geldiğimiz noktada hakim ortakların ve emekl sandığı temsilcisi yönetim kurulu üyelerinin ortağı olduğumuz bankayı siyasi çıkarlar doğrultusunda zayıflatarak, halka açık bir bankanın ortağı çalışanları ve emeklileri düşünmediği ve zarara sebep olduğu, bu insanların bizlerin haklarını korumak gibi bir niyetleri olamayacağı açıktır.

Koltuklarını korumak uğruna Emekli Sandığı hisselerinin azalmasına, fiyatlar bu kadar düşükken hissedar alınmasına, Hazinenin Emekli Sandığına fiyat teklifi sunması ya da ortaklıktan ayrılma gibi hukuki seçeneklere ses çıkarmamışlardır. Çalışanların hisselerini temsil eden Yönetim Kurulu üyelerinin bu tür bir bilgi birikimi ve yeterliliği zaten yoktur. 

Geldiğimiz noktada oluşan zararlar ve zarara sebep olanlar açısından;

1-Emekli Sandığı temsilcilerinin 9. 49 TL dan Vakıflar Genel Müdürlüğü hisselerinin Hazineye devrine muhalefet şerhi koymaması, bu konuyu dava konusu etmemeleri ve temsil ettiği hisselerin zarara uğraması açısından TCK 155 maddesi uyarınca Güveni Kötüye Kullanma suçunu oluşturmaktadır. 

TTK 341: Yapılacak olağan veya azınlık hissedarların çağrısıyla yapılacak olağanüstü genel kurullarda, %10’un üstündeki azınlık hissedarlar, yönetim kurulu üyelerine karşı şirketi kötü yönetip zarar verdiler diye dava açılmasını isteyebilir. Şirket ve murakıplar bu istek üzerine yönetim kuruluna karşı bir ay içinde zararları tazmin ettirmeye yönelik dava açmak zorundadırlar. Bu davaya da azınlık hissedarlar katılır.

TTK 348: Yapılacak olağan veya olağanüstü genel kurulda %10dan fazla hisseye sahip hissedar, kanuna aykırılık, hesapların incelenmesi ve bilançonun gerçekliğini tahkik için özel denetçi belirlenmesini isteyebilir. Genel kurul bu talebi reddederse azınlık hissedarlar özel denetçi tayini için Mahkemeye başvurabilir.

Anonim Şirketlerde büyük ortaklar sermaye artırımına gidebilir. Ancak TTK 394 gereğince arttırılan sermayeden hisseleri oranında eski ortakların rüçhan hakkı vardır. 

Borçlar Kanunu 528 gereğince yönetim kurulu üyeleri şirkete veya hissedarlara kasıt, ihmal veya dikkatsizlikle verdikleri zararlara karşı şahsi mal varlığı ile sorumludur. Yargıtay kararlarına göre; şirket aktiflerindeki bir azalma veya umulan karda bir eksilme varsa yönetim kurulu kusursuzluğunu ispatlamadıkça şirkete ve hissedarlara karşı sorumludur.


bottom of page